Umut Çağı: Filozof Konrad Paul Liessmann’dan İçgörüler

Umut Çağı: Filozof Konrad Paul Liessmann’dan İçgörüler

Ekonomi bir krizin sona ermesini umuyordu ama diğer krizler onu şaşırttı. Buna, dünyayı durma noktasına getiren, hammadde ve ilaç kıtlığına, tedarik darboğazlarına ve yüksek enflasyona yol açan salgın da dahildir. Ayrıca Ukrayna’daki savaş ve Orta Doğu’daki çatışmalar da ekonomik zorlukları artırdı.

Filozof Konrad Paul Liessmann, sorunların bunaltıcı hale geldiği yerde umudun başladığını açıklıyor. Umut, belirli bir zamanın krizlerinden ve belirsizliklerinden ayrıdır ve daima geleceğe yöneliktir. Perspektifler ne kadar netse ve başarı olasılığı ne kadar yüksekse, umuda o kadar az ihtiyaç vardır. Ancak başarı şansının düşük olduğu ve tehditlerin arttığı durumlarda umut korkuya dönüşebilmektedir.

Korku ve umut arasında bir denge kurmak önemlidir. Umut, kaçınılmaz görünen olumsuz gelişmelerle karşı karşıya kaldığında insanlara harekete geçme gücü verebilir. İnsanlar umudun getirdiği iç huzursuzluktan yola çıkarak kendi kontrolleri dışında bazı şeylerin olduğunun farkına vararak harekete geçebilirler.

Ekonomi açısından umutlar meyvesini verdi; birçok kişi pandemiden toparlanmanın onlarca yıl sürmeyeceğine inanıyordu, ancak toparlanma gerçekleşti. Her yeni fikir, kendisinden bir şeyler çıkacağı umudunu taşır ve yenilik için umut şarttır. Ancak umut, hayal kırıklıklarına karşı yüksek tolerans ve dünyadaki tüm dileklerin gerçekleşmeyeceğinin anlaşılmasıyla dengelenmelidir.

Liessmann, hayal kırıklığına karşı hoşgörüyü öğretme konusunda çok az eğilim görüyor ve Avusturyalıların iyi olduğunu düşünmedikleri bir şeyin aslında iyi olacağını sürekli umma eğilimini tartışıyor. İnsanların bu gezegende insan olarak var olduğu sürece özgürlük konusunda ısrar edecekleri ve bunun da özgür varlıklar olarak mükemmel olmadığımızı gösteren krizlerin oluşmasına yol açacağı sonucuna varıyor.

Bir yanıt yazın