Küçülen genler daha yaygın hale geliyor

Küçülen genler daha yaygın hale geliyor

Gelecekte insanların şimdikinden daha az akrabaya sahip olacağı tahmin ediliyor. Özellikle kardeş, kuzen gibi aynı yaştaki yakın akraba sayısında azalma yaşanacak. Ancak büyük büyükanne ve büyükbabaların torunlarıyla aynı anda hayatta olması bekleniyor.

Demograf Diego Alburez-Gutierrez liderliğindeki Alman Max Planck Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, Pnas bilimsel dergisinde aile yapılarının küresel dönüşümü üzerine bir çalışma yayınladı. Bebek ve yaşlı ölümlerindeki azalmanın yanı sıra doğan çocuk sayısı ve çocuk doğurmanın ertelenmesi de dahil olmak üzere bu değişiklikleri yönlendiren dört temel demografik eğilim belirlediler.

Çalışma, 1950 ve 2095 yıllarında 65 yaşındaki bir kadının ortalama akraba sayısını belirlemek için BM nüfus istatistiklerini ve tahminlerini kullandı. Sonuçlar, aynı yaştaki bir kadının yaşayan akraba sayısının 1950 ve 2095 yıllarında azalmasının beklendiğini gösterdi. bu zaman diliminde neredeyse %40, en büyük düşüşün ise Güney Amerika ve Karayipler’de olacağı tahmin ediliyor.

Ortalama yaşam süresi uzamaya devam ettikçe ve insanların çocuk sahibi olma yaşı geriye çekildikçe, dünya çapında aile yapıları da gelişiyor. 65 yaşındaki bir kadının ortalama akraba sayısının Avrupa ve Kuzey Amerika gibi bölgelerde de azalması bekleniyor. Bazı bölgelerde yaşayan akraba sayısında daha belirgin bir düşüş yaşanabilirken, genel eğilim daha küçük akraba ağlarına doğru gidiyor.

Çalışma aynı zamanda artan yaşam beklentisinin, kadının doğrudan soyundan gelen akrabaların yaşı üzerindeki etkisini de vurguladı. İnsanlar daha uzun yaşadıkça nesiller arasındaki yaş farkı genişliyor ve bu da yaşlı akrabaların bakımında potansiyel zorluklara yol açıyor. Bu durum özellikle sosyal destek hizmetlerinin eksik olduğu ülkelerde orta yaşlı bireylerin üzerindeki yükün artmasına neden olabilir.

Genel olarak araştırma, aile yapıları değiştikçe ve akrabalık ağları küçülüp eskidikçe bireylerin gelecekte akrabalarına bakım ve destek verme konusunda yeni dinamiklere uyum sağlamaları gerekebileceğini öne sürüyor.

Bir yanıt yazın