AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Konseyi’ne gönderdiği davet mektubunda tartışmalı “ateşkes” talebinden bahsetmiyor. Bunun yerine, Hamas’ın İsrail’e yönelik terörist saldırılarının güçlü bir şekilde kınanması ve uluslararası hukuka uygun olarak İsrail’in meşru müdafaa hakkının tanınması çağrısında bulunuyor. “Ateşkes” talebinin bu şekilde göz ardı edilmesi AB üyesi ülkeler arasında tartışmalara neden oldu.
Avusturya, İsrail’in mevcut karşı saldırısını meşru müdafaa olarak gören AB ülkelerinden biri. İspanya, İrlanda ve Belçika gibi ülkeler ise İsrail’in eylemlerini eleştiriyor ve çok sayıda sivil kaybı nedeniyle insani ateşkes çağrısında bulunuyor. AB dış politika sorumlusu Josep Borrell de ateşkes talebinde bulundu.
Michel, Gazze’de kötüleşen insani durumla ilgili endişelerini dile getiriyor ve oradaki insanların insani yardıma ve temel ihtiyaçlara erişiminin sağlanmasının önemini vurguluyor. AB devlet başkanlarını, çatışmanın tehlikeli bir şekilde tırmanmasını önlemek için birleşik ve tutarlı bir cephe oluşturmaya çağırıyor ve iki devletli çözüme dayalı barış sürecinin yeniden canlandırılması gerektiğinin altını çiziyor.
Tartışmaya yol açabilecek bir diğer konu ise AB Komisyonu AB Bütçeleri’nin Ukrayna’nın yeniden inşasını desteklemek için talep ettiği çok yıllı limitin artırılmasıdır. Michel, zirvede bu konuda siyasi bir uzlaşmaya varmayı umuyor. Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer, mevcut fonların kullanım veya yeniden tahsis konusunda önceliklendirilmesi gerektiğini belirtti.
Michel, AB’nin Ukrayna’ya desteğini yineledi ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Selensky’nin zirveye bağlanacağını belirtti. Daha önceki konseylerde Macaristan ve Polonya’nın direnişi nedeniyle zirve deklarasyonunda yer alması pek mümkün olmasa da göç konusu da daha ayrıntılı olarak ele alınacak.
Eski AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın potansiyel olarak Polonya’da hükümet başkanı olarak geri dönüş yapması ve eski Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun ülkesinin yeni hükümet başkanı olarak katılmasıyla zirvede liderlikte değişiklikler olabilir. Bu değişiklikler potansiyel olarak AB liderlerinin Ukrayna’ya yönelik politikalarını etkileyebilir.
