Filistin Yönetimi anlaşmanın şartlarını belirledi

Tamamlandığında Suudi Arabistan’ın İsrail’le ilk kez sıcak ilişkiler kurmasına olanak tanıyacak anlaşma, küresel kamuoyunun gündeminde üst sıralarda yer alıyor. Suudi Arabistan’la iyi bağları olan Filistin Yönetimi’nin Riyad ile İsrail arasında varılacak anlaşma için önerdiği şartlar, ABD’nin komisyoncu ve finansör rolünü oynayacağı yönündeki anlaşmayla ortaya çıktı.

BBC’nin haberine göre, Filistinlilerin talepleri arasında yüz milyonlarca dolar nakit para ve ABD, Suudi Arabistan ve İsrail’in yer aldığı üçlü bir anlaşmaya varılması halinde işgal altındaki Batı Şeria üzerindeki toprak kontrolünün artırılması yer alıyor. Araştırmalardan öğrendim.

Görüşmelere aşina üst düzey bir Filistinli yetkiliye göre, Filistin Yönetimi istihbarat dairesi müdürü Başkan Mahmud Abbas, Meşid’in en yakın soyundan iki kişinin isimleri ve aralarında Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri Hüseyin el-Şeyh ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu bir grup Filistinli yetkilinin isimleri Arabistan, şunları söyledi: Ulusal güvenlik danışmanı çarşamba günü Riyad’daydı. Sayın Musaed Al-Ivan ile görüştüm.

Filistin Yönetiminden talep

ABD destekli sürece katılma karşılığında yaptıkları taleplerin listesi geçen hafta Amman’da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı tarafından sunuldu. Barbara Leaf, BBC’ye Filistinli yetkililerle yaptığı görüşmelerde karar verdiğini ve taleplerinin şunları içerdiğini söyledi:

Batı Şeria’nın artık tamamen İsrail kontrolü altında olan bir kısmı (1990’lardaki Oslo Barış Anlaşmalarında C Bölgesi olarak biliniyordu) Filistin Yönetimi yönetimine devredildi. Filistin Yönetimi’ne yılda yaklaşık 200 milyon dolar (160 milyon £) tutarındaki yardım, 2016’dan bu yana yavaşladı ve üç yıl önce eski ABD başkanı Donald Trump tarafından tamamen kesildi. John Kerry kaldığı yerden devam ediyor Geçmişte gizli temaslar olmasına rağmen İsrail ile Suudi Arabistan doğrudan değil, ABD aracılığıyla konuşuyor.

Suudi Arabistan, ABD ile karşılıklı savunma anlaşmasına mümkün olduğu kadar yakın bir anlaşma yapmak istiyor. Anlaşmaya göre Suudi Arabistan’a yapılacak herhangi bir saldırı, Washington tarafından ABD’ye yapılmış bir saldırı olarak görülecek.

Suudi Arabistan, bağımsız bir Filistin devletinin İsrail’i müttefik olarak kabul etmenin şartı olduğunu açıkça ortaya koydu. Müzakere edilen anlaşma bunu başarmaktan uzaktır. Ancak Suudi Arabistan’ın tüm İslam dünyasına hâlâ Filistin için savaştığını anlatabilmesi için biraz gelişmeye ihtiyacı var.

ABD açısından anlaşma, Çin’in Orta Doğu’da yükselen profiline karşı bir önlem alma fırsatını temsil ediyor. Anlaşma, kilit bir müttefik olan İsrail’in komşularıyla bütünleşmesine ve ABD’nin merkezi rol oynadığı İran’a karşı ittifakı güçlendirmesine yardımcı olacak.

Başbakan Netanyahu, İbrahim’in 2020 yılında imzaladığı ve ABD devletinin aracılık ettiği anlaşmalarda BAE, Bahreyn ve Fas ile bağlarını güçlendiren BAE, Bahreyn ve Fas için en büyük ödülün Suudi Arabistan ile bağları derinleştirme olacağını yineledi. Burada.

Filistin Yönetimi’nin talepleri nasıl karşılanıyor?

BBC’ye göre Filistin Yönetimi’nin talepleri ABD hükümeti tarafından “aşırı” bulundu. Ancak Filistin Yönetimi, anlaşmayı resmi sıfatıyla destekleyecek “bağımsız bir devlet” talep edilmesini de önerdi. Kamuoyunun tutumları ve talepleri arasında bir kopukluk var gibi görünüyor.

Filistin Resmi Müzakere Grubu’nun eski hukuk danışmanı Diana Boutou’ya göre mevcut yaklaşım, Filistin Yönetimi’ndeki derin bir “çıkmazı” yansıtıyor. Butto, “Filistinliler genel olarak bu normalleşme anlaşmalarının bir parçası olmak istemiyorlar çünkü (Arap dünyasına yardım etmek) elimizde kalan tek yol” dedi. Şiddetle direnmemize izin verilmediği söylendi. Yaptırım uygulamamıza izin vermeyeceklerini söylediler” dedi.

Butto, “Filistin Yönetimi şimdi taleplerimizi kamuoyuna açıklayıp uygulamaya mı çalışacaklarını yoksa 2020’de yaptıkları gibi görmezden mi gelmeleri gerektiğini merak ediyor. Ne yaparsanız yapın başarısızlığa mahkumsunuz.” dedi.

Bir yanıt yazın