Çin Ulusal Halk Kongresi'nin Mart ayındaki toplantısından sonra Başkan Xi Jinping'in, ülke ekonomisini gayrimenkul ve altyapı yatırımlarından uzaklaştırmak ve büyümeyi teşvik etmek amacıyla Çin'in üretim gücünü artırmayı planladığı açıktı. Bu durum, medyada geniş çapta tartışılan, Xi'nin politikasının yaratacağı aşırı kapasitenin sonuçlarına ilişkin endişeleri artırdı.
Elektrikli araçlar gibi sektörlerde bu politika düzenlemesi, Çin'in diğer ülkelere ihracatında önemli bir artışa yol açtı. Pek çok pazarda, Çin'in elektrikli araçları, kısmen Çin'in sanayi politikasının önemli bir bileşeni olan devlet sübvansiyonları nedeniyle gözle görülür bir fiyat avantajına sahip. Ancak Xi Jinping'in ihracata öncelik verme kararı, ekonomistlerin ve politika yapıcıların tüketicilere ve işçilere doğrudan destek yoluyla iç tüketimi artırma yönündeki tavsiyelerini göz ardı ediyor. Rhodium Group'un yakın tarihli bir raporu, sanayi politikasına bu şekilde odaklanmanın, ABD ve Avrupa da dahil olmak üzere Çin'in ticaret ortaklarıyla gerilimi artırabileceğini öngörüyor. Bu hamle, yurt içinde bir düzeyde zayıflığa ve zorlu reformları ele alma konusundaki isteksizliğe işaret ediyor.
Aşırı kapasite, belirli bir ekonomik tanımı olan bir terimdir. Rhodium Group, Çin'deki “yapısal aşırı kapasiteyi”, şirketlerin genellikle verimli bir şekilde çalışmak için herhangi bir ekonomik baskı olmadığı için kârlılığı dikkate almadan kullanılmayan kapasitelerini sürdürmeleri veya genişletmeleri olarak tanımlıyor. Bu kavram özellikle Çin'in ekonomik büyümeyi teşvik etmek için ileri üretime yönelmesiyle alakalıdır. Rapor, Çin'in son yıllardaki hızlı ekonomik büyümesinin, hükümetin o dönemdeki önceliklerine bağlı olarak çeşitli sektörlerde aşırı kapasiteye yol açtığını vurguluyor.
