Çalışma, ABD hapishanelerindeki güvenli olmayan içme suyundan kaynaklanan sağlık risklerini ortaya koyuyor

Çalışma, ABD hapishanelerindeki güvenli olmayan içme suyundan kaynaklanan sağlık risklerini ortaya koyuyor

The Hill için Sharon Udasin’in hazırladığı bir rapora göre, ABD hapishanelerinin neredeyse yarısı su kaynaklarındaki zararlı “sonsuza kadar kimyasallara” maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olabilir. Bu açıklama, adalet sistemindeki sağlık eşitsizlikleri ve insan hakları sorunları hakkındaki endişeleri artırdı. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, hapishane tesislerinin %47’sinin, gençler de dahil olmak üzere yaklaşık 990.000 kişiyi etkileyen PFAS kirliliği riski altında olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, maruziyetin azaltılmasına yönelik sınırlı seçenekler nedeniyle hapsedilen bireylerin PFAS kontaminasyonuna karşı savunmasızlığını vurguladılar. Çalışma, cezaevi nüfusu içinde dışlanmış toplulukların aşırı temsiline dikkat çekerek çevresel adalet kaygılarını vurguladı. Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi’nden kıdemli yazar ve tıbbi antropolog Nicholas Shapiro, hapsedilen nüfusu Amerika Birleşik Devletleri’nin beşinci büyük şehriyle karşılaştırdı.

Büyük olasılıkla PFAS bileşikleri ile kontamine olmuş bölgelerde bulunan önemli sayıda ABD hapishanesi, genel nüfusla karşılaştırıldığında halihazırda daha kötü bir sağlık durumuna sahip olan hapsedilmiş nüfusun karşılaştığı sağlık risklerini artırıyor. EPA yakın zamanda, etkilenen toplulukların, bilim adamlarının ve çevre aktivistlerinin yıllarca süren savunuculuğunun ardından, PFAS da dahil olmak üzere altı “sonsuza kadar kimyasal” için içme suyu standartları önerdi. Bu, PFAS’ın ABD içme suyuna yönelik oluşturduğu daha geniş tehdidin ve halk sağlığını korumak için bu konunun acilen ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.

Bir yanıt yazın