Bilim insanları beyaz farelerin su altında nefes almasını başarıyla sağladı

Bilim insanları beyaz farelerin su altında nefes almasını başarıyla sağladı

İkinci Dünya Savaşı sırasında bir grup bilim adamı, dalgıçlara ve denizaltıcılara yardımcı olmak için kendi üzerlerinde 600'den fazla deney gerçekleştirdi. 1940'larda dalış popülerdi ancak büyük elbiseler ve büyük kaskların yanı sıra hava temini için teknelere sürekli bağlanmayı gerektiriyordu. Uzmanlar, dalgıçların derin dalışlardan çok hızlı yükselmeleri sonucu kanda oluşan nitrojen kabarcıklarının neden olduğu dekompresyon hastalığının uzun süredir farkındaydı. Bu durum ciddi vakalarda ölümcül olabilir.

1939'da Thetis denizaltısının batması ve 99 kişinin bilinmeyen nedenlerle hayatını kaybetmesi, su altı hareketliliği için solunum destek ekipmanlarının yetersizliğini ortaya çıkardı. Trajedi üzerine yapılan bir araştırma, bilim adamı John Burdon Sanderson Haldane'yi yüksek basınç odasında kendisi ve meslektaşları üzerinde deneyler yapmaya yöneltti. Bu deneyler farklı gazların ve basınç seviyelerinin insan vücudu üzerindeki etkilerine odaklandı.

Haldane ve ekibi deneyleri sayesinde yüksek basınçlı ortamlarda aşırı CO2, oksijen toksisitesi ve nitrojen zehirlenmesinin tehlikelerini keşfetti. Ayrıca dalgıçların ve denizaltı mürettebatının yan etkiler olmadan nefes alması için ideal oksijen ve hava karışımını bulmaya çalıştılar. Bu deneyler, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz Donanması tarafından kullanılan solunum destek ekipmanının geliştirilmesine yol açtı.

Haldane'nin grubu tarafından yürütülen tehlikeli deneyler yalnızca D-Day kampanyasına yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda modern tüplü dalışın bilimsel temellerine de katkıda bulundu. Çalışmaları her ne kadar riskli olsa da, su altı solunum teknolojisinde günümüzde hayat kurtarmaya devam eden ilerlemelerin yolunu açtı.

Bir yanıt yazın