Futbol, özellikle Avrupa Şampiyonası gibi turnuvaların final aşamalarında çok heyecan verici olan popüler bir spordur. Punt'un kaleye olan uzaklığı 11 metredir ve bu ölçüm 1891'e kadar uzanmaktadır. Bu mesafe zorlu bir yarışın heyecanına heyecan katar ve çoğu maç turnuvaların final aşamasında penaltılarla belirlenir.
Penaltı atışlarında, her iki takım da penaltı atışını beşer kez yapar ve oyun hala berabereyse çözüm her seferinde bir çift atıcı tarafından aranır. Bu format 1976'da Avrupa Şampiyonası'nda ve 1978'de Dünya Şampiyonası'nda tanıtıldı. Avrupa Şampiyonası'nda playofflara yükselen takımlar genellikle oyunların yüksek bir yüzdesinin penaltı atışlarıyla belirlendiğini görür.
İngiltere'deki futbol araştırmacıları, kaleye olan 11 metrelik mesafenin zorlu bir yarışta mükemmel miktarda heyecan sağladığına inanıyor. Penaltı vuruşunda gol olma olasılığı yaklaşık yüzde 70'tir ve bu da oyuncular için zorlu ama başarılabilir bir görevdir. Topun hızı, kalecinin tepki süreleri ve diğer psikolojik faktörler gibi küçük faktörler penaltı vuruşlarının sonucunu etkileyebilir.
Araştırmacılar, baskı altında oyuncuların yanlış düşünebileceğini veya şut seçeneklerini bilinçaltında değerlendirebileceğini buldu. Baskı altında soğukkanlılığıyla bilinen Harry Kane gibi oyuncuların penaltı vuruşlarında başarı oranları yaklaşık %87'dir. Göz takibi çalışmaları, oyuncuların yüksek baskı durumlarında kaleciye daha uzun süre ve daha erken baktığını gösterdi ve bu da penaltı vuruşu yapmanın zihinsel yönünü gösteriyor.
Sonuç olarak, futbolda penaltı atışları oyunun kritik ve heyecan verici bir parçasıdır ve birçok maç bu şekilde karara bağlanır. Kaleden 11 metrelik mesafe, zorlu bir yarışın dramasına ve heyecanına katkıda bulunur ve oyuncuların ve taraftarların bir oyunun bu kritik anlarında her zaman koltuklarının ucunda olmalarını sağlar.
